Hukuki Açıdan Kripto Varlıklar ve İlk Kriptopara Arzı (Initial Coin Offering)

Mehmet Egehan Coşkun*

I. İnceleme Konusu ve Sorunun Ortaya Konulması

Kripto varlıklar, gelişen ekosistemleri ve diğer unsurlarıyla tüm dünyanın dikkatini çekmektedir. Türkiye, dünya ekosistemi içinde önemli bir yer edinmekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifi, bu durumun bir kanıtıdır.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ticaret Hukuku Yüksek Lisans programı kapsamında hazırlanan “Hukuki Açıdan Kripto Varlıklar ve İlk Kriptopara Arzı (Initial Coin Offering)” başlıklı yüksek lisans tezi, dönemin mevzuat değişiklikleri ve kripto varlıklara ilişkin güncel gelişmeleri ele alarak “İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Yüksek Lisans Tezleri Serisi”nin bir parçası olarak 2023 yılının Ağustos ayında yayımlanmıştır.

Kitapta, kripto varlıkların hukuki niteliği üzerinde durulmuş; sırasıyla eşya, sermaye piyasası aracı ve para nitelikleri incelenmiş, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmaması Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri değerlendirilmiş ve Türkçeye İlk Kriptopara Arzı olarak çevrilen Initial Coin Offering (ICO) süreçleri ele alınmıştır.

II. Kripto Varlıkların Temelindeki Teknoloji

Kripto varlıklar, temelindeki teknoloji bakımından ayrıştırılmaktadır. Bu nedenle, kripto varlıkların temelinde yatan teknolojilerin kısaca açıklanması gerekmektedir. Dağıtık defter teknolojisi, genel olarak birden çok veri tabanı tarafından konsensüs mekanizmaları ile yönetilen ve verilerin dağıtık ve kriptografik olarak işlendiği bir veri tabanı olarak tanımlanabilir. Blokzincir ise dağıtık defterlerin özel bir türüdür. Temelde bu teknolojiler kayıt defteridir.

Akıllı sözleşmeler ise klasik sözleşmelerden farklı olup, kendi kendini icra edebilen bilgisayar programlarıdır. Ancak akıllı sözleşmelerin tam olarak icra kabiliyetine sahip olabilmesi için konusunun sadece dijital ortamda yer alması gerekmektedir. Sözleşmenin konusunun dijital ortamlardan hariçte olması durumunda, klasik anlamdaki sözleşmelerin ifası için gereken tedbirler alınmalıdır. Örneğin, akıllı sözleşmede belirli bir hesaba Bitcoin gönderildiğinde kişinin piyano çalacağı kararlaştırılmışsa, dijital ortamda gereken işlemler yapılsa bile gerçek hayatta eylemin tamamlanması otomatik olarak sağlanamaz.

III. Kripto Varlıkların Sınıflandırılması

Çalışmada üzerinde durulan ve önemli olarak değerlendirilen konulardan biri, kripto varlıkların sınıflandırılmasıdır. Zira kripto varlıkların gereği gibi anlaşılabilmesi için uygun bir şekilde sınıflandırılması gerekmektedir. Çalışmada, öğretide daha önce belirtilmeyen bir sınıflandırmanın uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir. Bu noktada, birçok farklı sınıflandırma yöntemi olduğu belirtilmelidir. Ancak çalışmada kullanılan yöntemle kripto varlıklar birbirinden ayrıştırılmakta ve farklı açılardan yaklaşarak karıştırılmasının önüne geçilmektedir.

Bu kapsamda, sınıflandırmanın kripto varlıkların altında yatan teknik özelliklerine ve kullanımlarına göre yapılması gerekmektedir. Teknik bakımdan kripto varlıklar (a) devredilebilir/devredilemez, (b) ayırt edilebilir (NFT)/ayırt edilemez, (c) stabil/stabil olmayan ve (d) coin/token şeklinde bir ayrıma tabi tutulabilir. Bu ayrım, kripto varlıkların dayandığı teknolojiye göredir ve aşağıda incelenecek olan çeşitlerde kullanımları söz konusu olabilir. Dolayısıyla bir NFT, genellikle olduğu gibi fikri mülkiyet ürününü temsil edebileceği gibi, stabil kripto varlıklar da ekonomik anlamda para dışındaki değerleri temsil edebilir.

Kullanım bakımından yapılan sınıflandırma ise çoğu zaman üç başlık altında incelenmektedir: Para tipi, sermaye piyasası aracı tipi ve hizmet tipi. Ülkeden ülkeye değişebilmekle birlikte, para tipi kripto varlıklar ödeme hizmetlerinde kullanılmakta ve teknik açıdan çoğu zaman stabil kripto varlıklar içindedir. Sermaye piyasası aracı tipi, farklı uygulamalarla birlikte bir şirketten alacak hakkı sağlayan ya da ortaklık hakkı veren türde kripto varlıkları temsil eder. Bu iki tür dışında kalan hizmet tipi kripto varlıklar ise bir servis ya da hizmete erişim hakkı sağlayan kripto varlıklardır.

IV. Kripto Varlıkların Hukuki Niteliği

Çalışmada kripto varlıkların bizatihi kod parçacığı, temsil aracı ve temsil ettiği değer olarak ayrı ayrı hukuki değerlendirmesi yapılmıştır.

Kripto varlıklar, dağıtık defterler ve akıllı sözleşmeler ile oluşturulan bilgisayar programlarında yer alan kod parçacıklarıdır. Bu noktada, kod parçacığı olarak, temsil ettiği değerden bağımsız olarak, kripto varlıklar hukuki nitelik bakımından gayrimaddi mal varlığı kategorisindedir.

Diğer yandan, kod parçacığı ile bir hak veya değer temsil edilmektedir. Taraflar arasında belirlenen hususların akıllı sözleşmeye aktarılması durumunda, akıllı sözleşmenin tarafların kripto varlıkların (ve temsil ettiği hak ya da değerin) sadece dağıtık defterlerde ileri sürülmesi hususunda açık veya zımni bir anlaşmadan söz edilebilir. Aksi durumda, akıllı sözleşmeden hariç olarak sahip olunan hak ileri sürülemez; bu durum teknik olarak mümkün değildir. Böyle durumlarda kripto varlıklar, kıymetli evraka benzer bir statüdedir. Hak, ancak bu kripto varlıklarla ileri sürülebilir. Kripto varlıkların akıllı sözleşmelerde ileri sürülmesi bir zorunluluk değilse ve taraflar böyle bir irade ortaya koymamışsa, kripto varlıklar işlevsel olarak ibraz senedi veya teşhis senedi gibi bir kategoriye sokulabilir.

Sonuç olarak, kıymetli evraka benzer şekilde kripto varlıkların temsil ettiği değere göre farklı hukuki görünüm biçimleri (para, sermaye piyasası aracı vb.) olabilir. Nasıl ki kıymetli evrakın temsil ettiği değer bağlamında genel olarak geçerli bir hukuki nitelik belirlemesi yapılamıyorsa, kripto varlıklar için de durum aynıdır.

V. Yönetmelik Hükümlerine İlişkin Değerlendirme

Çalışmada, para tipi olarak değerlendirilebilecek kripto varlıkları konu alan ve TCMB tarafından yayımlanan yönetmelik hükümleri üzerinde durulmuştur. Öğretide genel olarak belirtildiğinin aksine, çalışmada ileri sürülen görüşe göre düzenleme, Türk Borçlar Kanunu bağlamında yapılan ödemeleri değil, yönetmeliğin dayanağı olan 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ödeme niteliğinde olan işlemleri yasaklamaktadır.

Diğer yandan, öğretinin genelinde TCMB tarafından kripto varlıkların Yönetmelik md. 3/1 hükmündeki kavramlar olamayacak şekilde (itibari para, sermaye piyasası aracı vb.) hukuki niteliğinin belirlendiği ileri sürülmektedir. Ancak çalışmada bu görüş kabul edilmemiştir, çünkü anılan maddede kripto varlıkların niteliği belirlenmemekte, sadece Yönetmeliğin uygulama alanı bulacağı kripto varlıklar sayılmaktadır.

VI. ICO

ICO, dağıtık defterler ve akıllı sözleşmelerin kullanıldığı ve kripto varlıkların belirli kripto varlıklara ya da fiat paraya karşılık olarak değiştirildiği bir ihraç faaliyeti olarak değerlendirilebilir. İhraççı, sadece kripto varlıkları halka sunan kişiler değil, bunları bir kripto varlık hizmet platformuna sunan kişiler de olabilir. ICO’nun birçok farklı uygulaması olup ön ICO, ICO ve ICO sonrası aşama olarak üçe ayrılmaktadır. Beyaz doküman (whitepaper), ICO hakkında detaylı bilgileri içeren ve katılımcıların aydınlanmasını sağlayan bir tür belge olup, beyaz dokümanda belirtilen hususlarla akıllı sözleşmede yer alanlar arasında farklılık olmaması kritik öneme sahiptir. ICO’nun birçok farklı türü olabilir. Hukuki niteliği itibarıyla halka arza benzer şekilde öneri ya da öneriye davet olarak değerlendirilmesi mümkündür.

VII. Sonuç

Birer kod parçacığı olarak kripto varlıkların öncelikle temelinde yer alan teknolojilerin anlaşılması gerekmektedir. Önemle ifade edilmesi gereken husus, blokzincir ya da dağıtık defterlerin temelinde birer kayıt defteri olduklarıdır. Diğer yandan, terim olarak yanıltıcı olabilecekse de akıllı sözleşmeler de kendi kendini otomatik olarak icra edebilen bilgisayar programlarıdır. Tamamen ve otomatik olarak sözleşmenin ifa edilebilmesi için akıllı sözleşmede yer alan unsurların tamamının dijital ortamda icra edilebilir olması şarttır. Bu noktada kripto varlıkların akıllı sözleşmenin durumuna göre kıymetli evrak statüsünde olabileceği ifade edilmelidir. Ek olarak kripto varlıkların gereği gibi anlaşılabilmesi için teknik ve kullanım bakımından ikili bir sınıflandırma yapılması uygun olacaktır.

Kripto varlıklara ilişkin TCMB tarafından çıkartılan düzenleme önemli niteliği haiz olup, her türlü ödemeyi değil, sadece 6493 sayılı Kanun kapsamındaki ödemelerin kripto varlıklarla yapılamayacağını ifade eder. Ayrıca TCMB tarafından sayma suretiyle belirtilen kavramlar kripto varlıkların hukuki niteliğini belirleme değil, mevzuatın sınırlarını çizmeyi amaçlamaktadır.

Son olarak, dağıtık defterler ve akıllı sözleşmelerin kullanıldığı ve kripto varlıkların belirli kripto varlıklara ya da fiat paraya karşılık olarak değiştirildiği bir ihraç faaliyeti olarak nitelendirilebilecek ICO kullanım alanına göre farklı biçimler alabilmektedir. ICO katılımcılarının korunması bağlamında önemli unsurlardan birisi ise beyaz dokümanda (whitepaper) yer alan hususlarla akıllı sözleşmelerde belirtilenlerin eşleşmesidir.

* Sermaye Piyasası Kurulu; İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Doktora Programı Öğrencisi